
Hepimiz aynı yöne koşuyoruz. Var gücümüzle. Yanımızda günahlarımız, sevaplarımız.
Çünkü hayat, hep aynı yöne doğru sürdürülen bir koşudur.
Koşu biter; biz biteriz, koşu biter...
•••
Dünyaya ölmeye gelinir.
Yaşanmaya gelinseydi, koşunun sonu hep yeni yaşamalara çıkardı. Koştukça hayata yaklaşır, bitmeyen ömürleri tekrar tekrar yakalardık.
“Her fâni ölümü tadacaktır...”
Koşuların, hedeflerin, bitirişlerin son soluğunda ölümü tatmak var...
Geldik, gideceğiz... Çare yok. Giderken doğduğumuz günkü gibi saf, temiz ve haramsız olabiliyor muyuz? Kazanç budur. Zor olan, imkânsız görünen budur. Ve inanmak, imkânsızı başarabilme gücü, azmi ve kuvvetidir.
İnanmak, dolu dolu yaşamaktır.
•••
Aylardan ne, günlerden hangisi, ayın kaçındayız?
Dün kimler göçtü, bugün kaç kişi uğurlandı, yarınlar kimleri çağırmada? Dünler, bugünler ve yarınlar, bizleri hem çağıran, hem uğurlayandır.
Dünler de bitiyor.
Dünler de koşmakta idi bizim gibi... Demek, “dünya zamanı” da ömürlü. Bugün, dünün bittiği çizgi. Bugün ancak yarının sınırına kadar yaşayacak...
Zaman bile sonsuz değil, mekân bile.
Ve insan, zaman ve mekân ile birlikte eskiyor, koşuyor, tükeniyor.
•••
Zaman, mekân ve insanın benzerlikleri kaderlerinde. Üçü de bitişe hizâlı ve hızlı.
Güneş her sabah bir başka zemine doğuyor; bir gün daha yorulmuş olarak, yorulmuş bularak... Bütün büyümeler sona doğrudur. Kâinat bile büyümekte ve kaderine koşmakta.
Demek ki, yaratılmışların tamamı ölüme yönelik...
Bu ölümde, beraberlikler ve büyüklükler olmalı...
Şair ne kadar haklı.. “Ölüm bunca güzel olmasaydı, Efendimiz ölmezdi...”
•••
Ölüm bunca güzel olmasaydı, güzeller ölmezdi...
Giden, gitmeyi hak edebilmeli.
Dünyaya yaşamaya gelmek; ölüm varsa, yalandır, yanlıştır...
Çiçekler ölüyor, kuşlar ve ağaçlarla birlikte... Ekinler ölüyor, yamaçlarla, dağlarla beraber... Gün gelecek, ân gelecek, ölüm bile ölecek... Zaman, mekân ve insan ile birlikte.
Ölüm, “ölecekler” tükenince ölecek.
Çünkü, kâinat çapında bir görev sona ermiş olacak.
En son, en başa kardeş olacak.
Sonsuz büyüklükte bir aynaya bakar gibi, en son, en başı; kendini görecek...
•••
Ölüm “kötü son” değil. Sürpriz netice değil.
Ölüm, koştuğumuz ve ulaştığımız tazeliktir...
Ölümün bir adım ötesi yenilik.
Ölümde konaklamadan ölümsüzlüğe varılmaz.. Ölümde dinleniriz. Ömür boyu süren yorgunluklar orada üstümüzden atılır.
Yaradana ve İki Cihan Efendisi’ne (asm) yorgunluksuz kavuşuruz...
Yepyeni!... ?

6 yorum:
Allah'ın atası vardı, kader vardı, bazen korku vardı, bazen de ümitvar olma duygusu.. ölüm de öyle. bazen korkarım, ya ulaşamazsak efendiler efendisine!
Allah muhafaza buyursun.
Hüzünlü olmak iyidir belki, birşeylere hüzünlenmek, birşeyler için üzülmek.
dışa çok yansıtmasak bunu.
ümitvar olalım bence, mesela siz kesin Allah'ın rızasını kazanırsınız. :) kesin ama. dünyayı da kazanırsınız, ölümden sonrasını da.
Elbette ümitvar olunmalı, yoksa en büyük bataklığa saplanır insan... Hakkımdaki hüsn-ü zannınız için sağolun ama estğf... nasıl kesin konuşabiliriz ki kazanma kaybetme konusunda... Hiçbir şekilde layıkıyla bir kul olamayız, kurtuluşumuz sadece O'nun rahmeti ile olacak... Rabbim hepimizin her iki alemini de güzelliklere gark eylesin... Efendimiz dahi peygamber olmasına karşın yapıp ettiklerini hiç yeterli bulmamış yine Allah'ın rahmetini dilemiştir.. Hal böyle olunca biz mücrimlerin dünya ve ahireti için bu kadar kesin konuşması uygun olmaz kanaatindeyim.
Duanıza ben de yürekten amin diyorum, O'na(sav) ulaşamama talihsizliğini yaşatmasın bizlere Rabbim..
Selametle...
Baya sert tepki vermişsiniz, haklı olarak da ben sadece ümitvar olmanın bir derecesini göstermek istemiştim.
dünyada bir kişi cennet gidecek olsa o benim, bir kişi cehenneme gidecek olsa o benim diye düşünen kişiyi bilirsiniz. korku-ümit dengesi.
selametle.
Estğf. tekrar okudum yorumunuzdan sonra yazdıklarımı ama pek -baya- sert bir ifade kullanmamışım gibi geldi bana... Kusura bakmayın yine de, siz nezaket gösterip düşüncelerinizi paylaşıyorsunuz, bu çok anlamlı benim için. Yanlış anlama vs. söz konusu değil, umarım sizin açınızdan da öyledir. Kendimce kendimi ifade etmeye çalışmıştım..
bilmiyorum belki de estağfirullah deyip geçirsiniz diye düşünmüşümdür, uzun bir cevap gelince ben sert algıladım galiba. hakkınızı helal edin.
Yorum Gönder